Cilt gençleştirme teknikleri her geçen gün gelişiyor ve yeni tedavi seçenekleri ortaya çıkıyor. Bu yeniliklerden biri de fibroblast tedavisidir. Son yıllarda popüler hale gelen bu tedavi yöntemi, ciltteki yaşlanma belirtilerini azaltmada etkili olmasıyla bilinir. Bu yazıda “Fibroblast tedavisi nedir, nasıl çalışır ve hangi avantajları sunar?” gibi konulara değineceğiz.

Fibroblast tedavisi, ciltte meydana gelen bozulmaların giderilmesi için kişinin kendi kök hücreleri yoluyla tedavi edilmesine verilen isimdir. Fibroblastın literatürdeki karşılığı kök hücredir. Hastadan alınan dokular birtakım işlemlerden geçirilerek kök hücreler elde edilir. Kök hücreler ise vücutta elastik lif, kolajen ve hyaluronik asit üretimi görevi yapar. Kök hücreler,hasta cildinde alt tabakalara enjekte edilirler ve cilt kendini yenilemeye başlar.

Fibroblast tedavisi, özel bir cihaz aracılığıyla uygulanır. Cilt yüzeyine kontrollü bir şekilde düşük enerjili plazma atışları yapılır. Bu atışlar, cildin üst tabakasındaki mikro noktalar oluşturur ve fibroblastların uyarılmasını sağlar. Uyarılan fibroblastlar, daha fazla kollajen ve elastin üretmeye başlar. Tüm bunlar, cildin yenilenmesini ve gençleşmesini sağlar. Uygulama adımları ise aşağıdaki gibi sıralanabilir:

• Tedavi uygulanacak olan alana sedasyon oluşturan bir krem uygulanır ya da lokal anestesi yapılır.
• Punch adı verilen bir alet ile cilt küçük bir şekilde açılır. Bir parça alınır ve özel kaplara yerleştirilir. 
• Parça laboratuvara gönderilerek hijyenik bir ortamda kök hücre oluşumu sağlanır.
• 3-6 hafta aralığında fibroblastların çoğalması beklenir. 
• Çoğalma işlemi gerçekleştikten sonra doktorunuz istenilen bölgeye fibroblastları küçük iğneler ile enjekte eder.
• Fibroblastlar kolajen ürettiklerinden tedavi etkileri oldukça yüksektir.

Fibroblast tedavisinin en büyük avantajı kişinin kendinden elde edilen kök hücreler kullanıldığı için herhangi bir alerjik reaksiyon meydana getirmemesidir. Fibroblast uygulaması, doğal bir görünüm kazandırdığı gibi kalıcılığı diğer işlemlere göre daha yüksektir. Aynı zamanda ciltteki ince çizgileri, kırışıklıkları ve sarkmaları azaltır. Bu uygulama, leke ve benzeri pigmentasyon sorunlarının görünümünü düzeltir. Cilt dokusunu iyileştirir ve cildin daha pürüzsüz ve genç görünmesini sağlar.
Cerrahi olmayan bir prosedür olduğu için dolayısıyla iyileşme süreci daha kısa ve riskleri daha azdır. Bunun yanı sıra tedavi süresi genellikle kısa sürer ve sonuçlar hemen fark edilebilir. Son olarak uygulama alanı geniş olduğu için yüzün yanı sıra boyun, dekolte ve eller gibi bölgelerde de etkili olabilir.

Tedaviyi gerçekleştirmek isteyen kişilerin en çok araştırdığı konulardan biri, “Fibroblast tedavisi fiyatları nedir?” sorusunun yanıtıdır. Tedavinin hangi bölgeye uygulanacağı ve yapılması gereken işlemler farklılık göstereceği için fibroblast fiyatları ile ilgili doğru bilgi almak için merkezimizi aramanız gerekir.

Fibroblast tedavi süresi uygulanan bölgenin büyüklüğüne göre yarım saat ve iki saat arası değişir. Fibroblast tedavisi sonrasında ciltte bir iyileşme süreci yaşanır. İşlem sonrası ciltte bazı tepkiler ortaya çıkabilir ve iyileşme süreci kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bu nedenle operasyondan sonra dikkatli bir şekilde cildinizi izlemeli ve herhangi bir beklenmedik reaksiyon veya komplikasyon durumunda bir uzmana danışmalısınız. Uzmanınız, size özel iyileşme süreci ve bakım yönergeleri sağlayacaktır.

Fibroblast öncesi sonrası dikkat edilmesi gerekenler iki gruba ayrılarak listelenebilir. Uygulama öncesi dikkat edilmesi gerekenler şu şekildedir:

1. Fibroblast tedavisi öncesi mutlaka bir uzmana danışmalısınız. Uzman, cildinizin durumunu değerlendirecek ve tedavinin sizin için uygun olup olmadığını belirleyecektir.
2. Tedavi öncesi cildinizi uygun şekilde hazırlamak önemlidir. Cilt temizliğine özen gösterin ve makyaj, losyon veya krem gibi ürünlerin cildinizde olmamasını sağlayın.
3. Tedavi öncesinde güneşten kaçınmanız önemlidir. Cildinizi güneşin zararlı etkilerinden korumak için güneş kremi kullanın ve mümkünse güneşe çıkmamaya çalışın.
4. Eğer herhangi bir reçeteli veya reçetesiz ilaç kullanıyorsanız tedavi öncesi doktorunuza danışarak tedaviye devam edip etmemeniz gerektiğini öğrenin.

Fibroblast tedavisi sonrası yapılacaklar ise aşağıdaki gibi sıralanabilir:

1. Tedavi sonrası cildinizi doğru şekilde bakım yapmak önemlidir. Uzmanınızın önerdiği cilt bakım ürünlerini kullanın ve cildinizi nemlendirin. İrritasyonu önlemek için aşırı sıcak veya soğuk suya maruz kalmaktan kaçının.
2. Tedavi sonrası cildinizi güneşin zararlı etkilerinden korumak için güneş kremi kullanmalısınız. Tedavi sonrası cildiniz hassas olabilir. Bu nedenle güneşe maruz kalma sürenizi ve yoğunluğunu sınırlayın.
3. Tedavi sonrasında hafif kabuklanma ve kızarıklık normal olabilir. Cildinizin doğal iyileşme sürecine izin vermek için kabuklanmayı koparmayın ve tahrişe neden olacak sert kimyasal ürünler kullanmaktan kaçının.
4. Tedavi sonrasında herhangi bir sorunla karşılaşırsanız veya beklenmeyen bir etkiyle karşılaşırsanız hemen uzmana başvurmalısınız. Uzmanınız size doğru yönlendirmeleri verecek ve gerektiğinde ek tedavi önlemleri alacaktır.

Cildin elastikiyetini kaybetmesi sonucu oluşan çatlaklar, hemen herkesin en çok şikayet ettiği problemlerden biridir. Hızlı kilo alıp verme, doğum gibi bazı etkenler; bacak, kalça ve karın bölgesinde çatlak oluşumuna neden olur. Fibroblast çatlak tedavisi ile çatlaklarda görünen derinlik giderilir, yenilenme sağlanır ve cilt sağlıklı görünümüne kavuşturulur.

Dermatolojik bir işlem olup cerrahi operasyonlar, lazer tedavileri gibi uygulamalara alternatif olarak geliştirilmiş estetik müdahaledir. Cildin gençleşmesine olanak sağlayan uygulamalardan biridir.

Fibroblast uygulaması; halk arasında daha çok yüz bölgesinde gerçekleştirilen bir tedavi yöntemi olarak bilinse de yüz haricinde kollar, karın bölgesi, boyun, kalça ve göğüslerde de uygulanabilir.

Fibroblast tedavisinin hijyenik bir ortamda gerçekleştirilmesi gerektiği için evde yapılması önerilir. Tedavinin evde yapılması bir takım sağlık risklerini de beraberinde getirebilir. Tedavi, mutlaka bir profesyonel tarafından uygulanmalıdır.

Fibroblast tedavisi, fibroblastları uyararak kollajen üretimini artırır ve cildin daha sıkı ve gergin olmasını sağlar. Elastin ise cildin esnekliğini sağlayan bir diğer önemli proteindir. Fibroblast tedavisi, elastin üretimini artırarak cildin esnekliğini geri kazanmasına yardımcı olur.

Uyarılan fibroblastlar, yeni hücrelerin oluşumunu teşvik eder ve hasarlı veya yaşlanmış hücrelerin yerini alır. Ayrıca Melanosit adı verilen hücrelerin aktivitesini düzenleyerek ciltteki lekelerin ve renk düzensizliklerinin azalmasını sağlar. Kısa fibroblast, cilt dokusunun genel görünümünü iyileştirir. Ciltteki pürüzlerin ve yüzeyel kusurların azalmasına yardımcı olur. Cildi daha pürüzsüz, parlak ve genç görünümlü hale getirir.

Vücudun normalden daha az kolajen üretimi yaptığı yaşlanma sürecinde cildin dermal tabakası incelmeye başlar. Cilt elastikiyetini kaybeder ve buna bağlı olarak deride sarkma ve kırışmalar başlar. Cildinin yenilenmesi ve daha genç görünmesini isteyen bireyler için fibroblast cilt sıkılaştırma yöntemi tavsiye edilir. Yaşlılık lekeleri, çiller, sivilce ve akne oluşumu fazla olan kişiler; fibroblast tedavisine yönelir.

Fibroblast penin diğer ismi, plazma kalemidir. Kök hücre cilde verilirken kontrol avantajı sağlar. Plazma, kalem içerisinde oluşturulur ve fibroblast penin uçları aracılığı ile cilde boşaltılır. Kalemin uçları ultra inceliktedir. Kök hücrelere uyarı ileterek gereken miktarda uygulama yapılmasını sağlar. Her bir uç, ayrı olarak kapatıldığı için enfeksiyon oluşumu da engellenmiş olur.

Cildinizi tedavi ettirmek için cerrahi bir operasyon istemiyorsanız bunun için en ideal çözüm yolu, fibroblast tedavisidir. Tedavi sonrasında şiddetli ağrılar hissedilmez. Bazı durumlarda hafif bir yanma hissi oluşabilir. Uygulanan bazı sedatif etkili kremler aracılığı ile işlem yapılan alanda uyuşukluk hissi oluşması ve hastanın tedavi sürecini daha konforlu geçirmesi sağlanır. Fibroblast tedavisi, ağrısız bir yöntem olduğu için de hastalar tarafından tercih sebebidir.

Anestezi uygulanmasına gerek yoktur. Böylelikle anestezinin oluşturabileceği yan etkilerden hasta korunmuş olur. Cerrahi bir operasyon olmadığı için tedavi uygulanan bölgede dikiş atılmasına gerek kalmaz. Tedavi süreci ise cerrahi müdahalelere göre daha kısa sürelidir. Tedavinin risk seviyesi düşüktür ve ameliyata göre daha düşük bir bütçe gerektirir.